Pazartesi, Aralık 23SOSYOHENDİS | Algılar | Yönelimler | Değişimler
Shadow

Koronavirüslü 2020 Yılını Anlamak: Yuval Noah Harari’nin Gözünden COVID Yılı

Koronavirüs salgın haline gelmesiyle dijitalleşme hayatımızın merkezine oturdu. Eve kapanmayla çevrimiçi bir hayata geçtiğimiz COVID yılı, algılarımızın alışkanlıklarımızın boyut değiştirdiği bir yıl olarak tarihe geçti. Bunun yanında salgınla mücadelede eski uygulamaların rafa kalktığı, teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar fayda sağlandığı bir yıl oldu.

Koronavirüslü 2020 Yılını Anlamak: Yuval Noah Harari’nin Gözünden COVID Yılı

Sapiens, Homo Deus gibi çok satan kitapların yazarı, Dünya Tarihi üzerine uzmanlaşmış İsrailli akademisyen Yuval Noah Harari, geçtiğimiz günlerde Financial Times web sitesinde “COVID yılından alınacak dersler” isimli bir makale kaleme aldı. Bu yazıda, bu makale üzerinden Harari’nin gözünden COVID yılı hakkında konuşacağız.

Harari, COVID yılını ve salgınla mücadeleyi bir önceki salgınlara göre karşılaştırma yaparak anlatıyor. 1918 yılında ortaya çıkan İspanyol gribinde virüsün hemen tespit edilemediğini belirtiyor. Bununla birlikte koronavirüs ilk tespit edilen yerden, enfeksiyon haritasına kadar, genom diziliminden bulaşma risklerine tümüyle hastalık ortaya konulduğunu ifade ediyor. Bunu ifade ederken dijitalleşmeye vurgu yapıyor.

Dijitalleşmenin Gıda Üretimine Etkisi

Dijitalleşmenin sadece tespit ve izleme fonksiyonu olmadı. Ayrıca, tarımda da faydaları görüldü. Harari, burada 1349 yılında buğday tarlasından bir çiftçinin günde 5 kile (yaklaşık 150 kg) ekin biçtiği örneğini veriyor. Buna karşılık 2014 yılında GPS özellikli bir biçerdöver günde 30 bin kile (yaklaşık 900 ton ) ekin biçebiliyor. Bu da kapanmanın olduğu günlerde sosyal mesafe dikkat edilerek, salgından etkilenmeden ekine devam edilebildiğini gösterdi.

Ayrıca, eskiden nüfusun %90’ı tarımla uğraşırken günümüzde bu oran %1,5 civarında. Bu da salgının tarımda insan kaynaklı dağılmasını yavaşlatma imkânı sundu. Harari, eskiden yaşanan salgınlarda çiftçilere evde kalma demenin, açlığa, kıtlığa sebep olurken günümüzde böyle bir sorun yaşamadığımızı belirtiyor. 

Gıda Üretiminin Yanında Gelişen Lojistik Teknolojileri

Gıdayı üretmek yeterli değil, kilometrelerce öteye taşınması da söz konusu. Yıllar önce kervanlarla taşınan ticari ürünler buharlı makinanın gelişmesiyle gemilerle taşınmaya başlamıştı. Günümüzde ise devasa tonlarda taşıma kapasiteli gemilerle daha hızlı taşınabiliyor. Aynı zamanda bunun eski dönemlere nazaran daha az personelle gerçekleştiriliyor.

Yuval Noah Harari, burada şu karşılaştırmayı yapıyor: 1582’de İngiliz ticaret filolarının toplam kapasitesi 68 bin tondu ve denizci sayısı 16 bindi. 2017’de ise 200 bin ton yük sadece 22 denizci ile taşınabiliyor.

Turizmde her ne kadar düşme olsa da, iş dünyası açısından turizmin toplantı ayağı Zoom, Meet, Teams gibi platformlar üzerine taşındı. Ayrıca, tiyatro, sinema, konser gibi salon aktiviteleri internet üzerinden sunuldu. Ayrıca, müze, tarihi mekan gezintileri için online websiteleri hizmete açıldı.

Aynı Anda İki Farklı Dünyada Olmak

Dijitalleşmenin bu kadar yaygınlaşması, günlük hayattaki rutin hareketlerimizi çevrimiçine almak durumunda kaldık. Bu yüzden Harari, aynı anda iki farklı dünya yaşamak zorunda kaldığımızı hatırlatıyor. Bir yanda çevrimiçi dünyada toplantılara girerken, alışveriş yaparken, tiyatro izlerken diğer yanda aile sorumlulukları ile karşı karşıya kaldık. Bu da zihinsel bir takım sorunlarla baş etmemizi mecbur bıraktı.

Dijital Diktatörlükten Korunmak İçin 3 Temel Kural

Eğitimden alışverişe, hukuk sisteminden çalışma sistemine hayatın çoğu aktivitesi dijitale taşınırken Harari, dijital diktatörlük kavramını ortaya atıyor ve bundan korunmak için 3 temel kuraldan bahsediyor.

  1. Mahrem veriler siyasi partilerin eline geçmemeli.
  2. Gözetim yukarıdan aşağı tek yönlü olmamalı.
  3. Diktatörlüğü önlemek verimsizlikten iyidir.

Son olarak virüsle küresel savaştan şu dersleri çıkarıyor.

  • Dijital ortamdaki veriler güvence altına alınmalı.
  • Halk sağlığı sistemine daha fazla yatırım yapılmalı.
  • Salgınları izlemek için daha güçlü altyapı hazırlanmalı.

Covid-19 her şeye rağmen 2021 yılında da yayılmaya ve milyonları öldürmeye devam edebilir; hatta 2030 yılında daha ölümcül bir pandemi insanlığı vurabilir. Gelgelelim bundan böyle salgınlar ne kontrol edilemez bir doğal felaket ne de Tanrının verdiği bir ceza olacak. Getirdikleri sonuçlar ise insan hatasından, daha açık bir ifadeyle, politik başarısızlıklardan kaynaklanıyor olacak.

Yuval Noah Harari | Financial Times | ŞUBAT 26 2021 – Covid yılından alınacak dersler

Harari’nin Makalesi Üzerinden Türkiye’ye Bakış

Harari, 2020 yılını dijitalleşme üzerinden değerlendiriyor. Dijital altyapısı sağlam ülkeler ve firmalar COVID yılını daha az hasarla atlattığını ifade ediyor. Bunun sonucu olarak dijital diktatörlüğe dikkat çekiyor.

Türkiye özelinde baktığımızda, tarımda yeterli dijitalleşme olmasa da makineleşmenin hızı ile gıdada sorun yaşanmadı. Diğer taraftan dijitalleşmeyi çok iyi kullanan firmalar, altyapılarını daha da güçlendirdiler. Ayrıca uzaktan çalışma ekosistemine daha hızlı adapte oldular. Bu da onların sektörde hayatta kalmalarını sağladı.

Bunun yanında sokak kısıtlamaları sebebiyle KOBİ’lerde ekonomik kırılımlar yaşandı. Her ne kadar hükümet destek paketleri sunsa da esnaf yeni ticaret yöntemi arayışlarına başladı. Özellikle üniversite ve iş merkezlerinin kapanması nedeniyle restoran ve kafe esnafı kapatmak zorunda kaldı. AVM esnafı ile mal sahipleri arasındaki uyuşmazlık çıktı. Türkiye açısından çıkarılacak derslerin ekonomi üzerinden yapılması gerektiği anlaşılıyor.

Beğendin mi? Buna benzer içerikler üretebilmem için beni Patreon üzerinden destekleyebilirsin.
Become a patron at Patreon!

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Sosyohendis sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin