Pazar, Mayıs 19SOSYOHENDİS | Algılar | Yönelimler | Değişimler
Shadow

Bulut Bilişim ve Dijital Egemenlik

Dünya, bulut bilişim sayesinde veri ile hiç olmadığı kadar bütünleşmeye başladı. Bir yandan dijital egemenliklerini ilan ederken bir yandan bulut teknolojilerinde balkanlaşma süreci başladı. Bunda kim kazançlı çıkacak, yoksa her zamanki gibi olan kullanıcıya mı olacak?

2021 yılının başlamasıyla Whatsapp, kullanıcılarına Hizmet Koşulları’nı ve Gizlilik İlkesi’ni güncelleyeceğini bildirdi. Buna göre, Whatsapp kullanıcı verilerini diğer Facebook firmaları ile paylaşacağını belirtti. Sonrasında kullanıcılar bu olaya tepki göstererek diğer mesajlaşma uygulamalara geçmeye başladı. Temelde geçişin sebebi kullanıcıların kişisel verilerinin başkaları ile paylaşılması olarak görünmekte. Bu sorun bulut temelli çalışan tüm uygulamalarda olan bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Türkiye’de Kullanıcı Verilerinin Yurt Dışına Aktarımı

Türkiye’de 2016 yılından beri yasada olan Kişisel Verilerin Korunması Kanun’un 9. maddesine göre kullanıcı verilerinin yurt dışına aktarımı, ilgili kişinin açık rızasının bulunması halinde olabileceği belirtilmiş ve verilerin aktarıldığı ülkede yeterli korumanın olması istenmiş. Yeterli koruma olmaması halinde belirli şartlar öne sürmüş.

Genel itibariyle şunu diyebiliriz ki; yasayı uygulayan Kişisel Verileri Koruma Kurumu‘na göre verilerin mümkün mertebe Türkiye’de kalmasını tavsiye etmekte, illa yurt dışı kaynaklı veri toplama ve depolama hizmeti kullanılacaksa bunun için bir takım prosedürlerin yerine getirilmesini istemektedir. Bu açıdan baktığımızda, geçtiğimiz günlerde yaşanan Whatsapp olayından sonra yerli ve milli uygulamalar bu yönüyle ön plana çıktılar.

Her ülkede buna benzer yasaların oluşturulması, düzenlemelerin yapılması bulut bilişimi bir noktaya getirdi: Kişisel verileri ülkesinde tutarak dijital egemenliğe sahip olmak. Şu an bulut teknolojisi sayesinde dünyanın bir ucundaki kullanıcı diğer ucundaki uygulamaya erişebiliyor, hizmet satın alabiliyor, ödeme yapabiliyor ve bunun yanından dünyanın neresine giderse gitsin aynı hizmeti aynı şekilde kullanabiliyor.

Bu da hükümetlerin dikkatini çekmekte. Bir ülke vatandaşının kendisine sunulan yasal mevzuatı bir tarafa bırakarak kullanıcı verilerini başka ülkeye sorgusuz sualsiz teslim edebilmesi endişe oluşturabiliyor. İşte tam bu noktada yakın gelecekte bulut bilişimi bekleyen bir değişim söz konusu olabilir. O da bulut bilişimde ‘balkanlaşma‘.

Balkanlaşma Nedir?

Balkanlaşma diğer ifadeyle balkanizasyon, kelime anlamı itibariyle çok uluslu devletlerin küçük etnik parçalara bölünmesi olarak tarif ediliyor. Uluslararası ilişkilerde kullanılan bir terim olan balkanlaşma, yakın olarak Osmanlı Devlet’inde gördük. Çok uluslu bir imparatorluk olan Osmanlı Devleti’nin son yüzyılında yaşanan etnik çatışmalar, Balkan devletlerinin oluşmasına sebep olmuştu. Buna Afrika’daki devletlerin oluşumunu, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını ekleyebiliriz.

Bulut Bilişimde Dijital Egemenlik ve Balkanlaşma Süreci

Peki bulut bilişim ile balkanlaşmanın ne ilgisi var? Bulut teknolojisi sayesinde dünyada bir nevi dijital vatandaşlık oluştu. Kimi vatandaşlar Google ürünlerini tercih ederken, kimisi Apple, kimisi de Çin menşeili dijital ürünleri tercih ediyor. Bu da koskocaman bir veri olarak karşımıza çıkıyor. Devletler planında bu bir dijital egemenlik savaşına dönüşmeye başlıyor. ABD ile Çin arasındaki ticari gerilimi de bu açıdan okuyabiliriz. Şimdiye kadar bu dijital egemenlik, bilgi teknolojileri alanında kullanılan cihaz ve uygulama seviyesinde değerlendirildi. Artık, bulut teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla egemenlik bulut seviyesine çıktı diyebiliriz.

Devletler, verilerinin ülkelerinde kalması için bir takım politikalar geliştirirken bir yandan yasalarda düzenlemelere gidiyorlar. Hatta belli şartlara bağlı olarak yargı kurumlarının hukuki erişim istemesini de dahil edebiliriz. Farklı coğrafyadaki kullanıcıların fiziki olarak bir ülkeye seyahat etmesinde vize istendiği bir yerde dijital olarak serbest olarak dolaşabildiği bir noktada bulut hizmeti veren sağlayıcıların ulusal çıkarları gözetmesi söz konusu olacaktır. Bu da kullanıcılara bir takım maliyetler getirecektir.

Dünya Bulut Bilişimde Nereye Gidiyor?

Bir yanda hükümetlerin vatandaşın verilerini koruma ve kontrol altına alma isteği, bir yanda kullanıcıların serbest ve ucuz hizmet alma isteği olduğunu düşünürsek bu konu biraz çetrefilli bir noktaya gelecek gibi görülmektedir. Çin, uzun zamandır kendi verilerini ülkesinde tutmak için çabalıyor. Bu yönde yasalar ve yaptırımlar yapıyor.Teknoloji ihraç ettiği batıda ise istenmeyen oyuncu pozisyonuna geldi. Avrupa, GAIA-X projesi ile Avrupa vatandaşlarının güvenli bir şekilde verilerinin Avrupa’da kalması için uğraşıyor. Buna yönelik Çin’e bir takım yaptırımlar yapma yönünde eğilimi var. Örneğin, İngiltere 5G teknolojisi için Çin ürünlerini yasakladı.

ABD’de de durum farklı değil. Trump hükümeti en son aldığı kararlara göre Clean Network Initiative ile Çin menşeili hiçbir şirketin ABD vatandaşı verilerine erişemeyecek. Her ne kadar Biden hükümeti, Trump’ın aldığı çoğu kararı geri çekmeyi düşünse de bu yönde adımlar atması olasıdır.

Dünyadaki sosyo-politik hareketlenmeler teknolojide de kökten değişikliklere sahne olacak gibi görünüyor. Dijital egemenlik, yenileşmeyi yavaşlatacağı gibi, son kullanıcıyı rahatsız edeceğe benziyor.

*Resim Gerd Altmann tarafından Pixabay‘a yüklendi

Beğendin mi? Buna benzer içerikler üretebilmem için beni Patreon üzerinden destekleyebilirsin.
Become a patron at Patreon!

4 Comments

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Sosyohendis sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et