Pazartesi, Aralık 23SOSYOHENDİS | Algılar | Yönelimler | Değişimler

Sağlıkta Yanlış Teşhis ve Yapay Zeka Uygulamaları

Şu ana kadar doktorların bildiği hastalık sayısı yaklaşık 10 bin ve hastanın belirtilerinden yola çıkarak bu kadar hastalığın içerisinden doktorun doğru teşhise karar vermesi zorlaşıyor. Bu açıdan baktığımızda yanlış teşhis sonucu uygulanan yanlış tedavi yöntemi nedeniyle hasta zarara uğrayabiliyor, hatta hastanın ölümüyle sonuçlanabiliyor. Hasta Güvenliği Derneği Eski Başkanı Dr. Mustafa Bulun, 2012 yılında yazmış olduğu “Hastaneden Canlı Çıkmak” isimli kitabında bu konuya değinmiş. Bulun, yanlış teşhis sonucu hastalara yanlış tedavi uygulanmakta, hasta yakınları istenmeyen sonuçlarla karşılaşmakta olduğunu belirtiyor. Bunu takip eden süreçte de sağlık personelinin bu gibi nedenlerden dolayı şiddete uğrayabildiğini ekliyor. Kitabı yazma nedeninin de; hastaları ve hasta yakınlarını bilinçlendirerek kayıpların azalmasına katkı sağlamak olduğunu söylüyor. Kitabında, Türkiye’de yılda 35 bine yakın hastanın yanlış teşhis sonucu öldüğünden bahsediyor. İstanbul Tabipler Odası’nın 2016 Aralık ayında hazırladığı bir sunuma göre ABD’de bu sayı toplam ölüm oranının dörtte biri olduğu belirtiliyor.

2012’de yapılan bir araştırmada ABD’de yoğun bakımda yanlış teşhis sonucu ölen hasta sayısının 40.500 olduğu tespit edilmiş. Buna bağlı olarak, adli makamların ve sağlık üst kurullarının yaptığı incelemelerde sağlık personelinde tespit edilen kusurlar sonucu sağlık personeline bir takım yaptırım uygulanmakta. İstanbul Tabipler Odası’nın yürüttüğü bir soruşturmada, guatr ameliyatı olması gereken bir hastanın safra kesesi ameliyatı yapılması sonucu; ameliyatı yapan doktora ve anestezi uzmanına para cezası verildi. Başka bir vakada, ameliyat sırasında hastanın kaybedilmesi üzerine Adli Tıp Kurumu’nun yaptığı inceleme sonucu ameliyat nedenli iç kanama olduğu tespit edildi. Tabipler Odası Yüksek Onur Kurulu, Adli Tıp Kurumu’nun raporu üzerine ameliyatı yapan doktora 3 ay meslekten men cezası verdi. Buna benzer, adli makamlarca yürütülen maddi ve manevi tazminatla sonuçlanan davalar da mevcut.

Bir insanın hayatına bu kadar etki eden ve sağlık personeline ciddi yaptırımlara neden olan bu durum için çeşitli çözümler üzerine çalışılıyor. Doğru teşhis koyulabilmesi için ülkemizde bir takım uygulamalar yapılmakta. Sağlık Bakanlığı’nın “Sağlıkta Dönüşüm” başlığı altında hastalara sunduğu süreçte,

  • aile hekimliği ile ön teşhisin koyulması,
  • aile hekimince çözüm sunulamadığında uzman doktora sevk edilmesi,
  • uzman doktorun birden fazla endikasyon tespit etmesi durumunda, konularında uzman doktorlardan oluşan heyetin incelemesi
  • ve son olarak tedavi sürecinin başlaması maddeleri bulunmakta.

Bunun yanında Sağlık Bakanlığı aile hekimlerinin doğru karar vermesine yardımcı olması adına aile hekimlerine Kanıta Dayalı Tıp Rehberi hizmeti sunmakta. İlgili hizmet, bu şekilde hastanın tedavi sürecinin hızlı ve doğru ilerlemesini sağlamayı amaçlamakta.

Diğer bir uygulama HaYaT: Hızlı Yanıt Takımı. Bu uygulamayı, ülkemizde uygulayan hastaneler var. Bünyesinde barındırdığı bu takım ile, belli fizyolojik değerleri riskli olan hastanın tespiti anında hemen Hızlı Yanıt Takımı ile iletişime geçilip, sürecin yönlendirilmesi sağlanıyor.

Başka bir uygulama da IV (Intraveöz) Takımı adı verilen eğitim odaklı bir uygulama. Sağlık personelinin; örnek alımı, kan bileşenlerinin transfüzyonu konularında tam yetkin olması ve belli başlı eğitimleri tamamlamış olması istenmekte. Personelden, bununla ilgili bir formun 8 ay içerisinde tamamlanması beklenmekte. Bu ve benzeri uygulamaların uygulandığı hastanelerde belli başlı şikâyetlerin azaldığı, hastane kaynaklı aylık ölüm oranlarında azalma görülmekte.

Hasta ölümlerinin nedenlerinden biri de, hekimin baktığı hasta sayısı. Hekimin takip ettiği hasta sayısındaki artış, başta hekim olmak üzere takibi yapan sağlık personelinin hata yapma oranını arttırmakta. Sağlık Bakanlığı’nın yayımlamış olduğu “Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2016” haber bültenine göre bir uzman hekime ortalama 1010 hasta düşmekte ve bu sayı hekimin doğru karar vermesine etki etmekte.

Sağlık-Sen’in 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle yaptığı açıklamada, hekime düşen hasta oranının azalmasında OECD oranlarına yetişilebilmesi için 135 bin daha doktorun daha istihdam edilmesi gerektiğinden bahsediliyor. En ufak şikâyette doktorun kapısını çalan hasta davranışının var olduğunu düşünecek olursak, bu doktor sayısını elde etmek uzun bir süre alacağı benziyor.

TÜSİAD, 2016 yılında hazırladığı “Sağlığa Yenilikçi Bir Bakış Açısı: Mobil Sağlık” raporunda, internet üzerinden sunulan sağlık hizmetinin; kaliteli ve doğru teşhisin konulması, kronik hastalıkların daha etkili takibi, sürdürülebilir bir sağlık sistemi sunulması, hastane ve doktor yoğunluğunun azalması gibi faydaların olacağını dile getirmiş.

Giyilebilir teknolojiler alanında tıp dünyasında bir takım araştırmalar yapılmakta ve bu araştırmalar ışığında yeni ürünler ortaya çıkmakta. İranlı bir girişimci olan Ali Parsa tarafından İngiltere’de Babylon isminde, hastanın belirtilerini kaydedip bir takım tıbbi tavsiyelerde bulunan bir uygulama yapıldı. Yapay zeka tabanlı çalışan uygulama, veritabanına girilmiş binlerce makaleden sizin hastalığınıza uygun tavsiyeler sunabiliyor. Uygulama aynı zamanda bünyesinde bulunan yaklaşık 100 doktordan canlı destek alabilmenizi sağlıyor. Ayrıca, giyilebilir cihazlardan; kan hızı, kan basıncı, uyku ritmi gibi hastada takip edilmesi gereken değerleri toplayıp analiz edebiliyor. Herhangi bir riskli durumda sizi uyarabiliyor, gerektiğinde acil müdahale ekiplerine haber verebiliyor.

Buna benzer başka bir uygulama da New York’ta bulunan Memorial Sloan-Kettering Kanser Merkezi’ndeki, IBM’in yapay zeka tabanlı çalışan IBM Watson sunucularında çalışmakta. 600 binden fazla kanıtlanmış tıbbi bilginin raporunu, 1,5 milyondan fazla hastanın klinik kayıtlarını gerçek zamanlı analiz edebilme yeteneğine sahip. Bu uygulama sayesinde uzun süren literatür ve geçmiş hasta kayıtları araştırması saniyeleri geçmiyor Sağlık personelinin vaktini kazandırdığı gibi doğru karar vermesine yardımcı oluyor. Babylon uygulaması, doktorun doğru karar vermesine yardımcı olmasının yanında hastaya kendi yapabileceği bir takım müdahaleleri önermiş oluyor. Babylon uygulamasına, Google’ın Londra’daki yapay zeka şirketi olan DeepMind 25 milyon dolarlık fon sağladı. Proje kapsamında Londra’daki iki hastaneyle ortaklık kuruldu ve 210 hastadan uygulamanın testi için onay alındı. 2015 yılı boyunca uygulanan bu test boyunca, bu hastaların hastanedeki bekleme sürelerinde azalma görüldü.

Yine de yapay zekânın tıbbi seviyede tavsiye konumunda olması bir takım riskleri akla getirmekte. Babylon şirketi, kontrollerini titizlikle yapacaklarını vaat ediyorlar. Babylon’un CEO’su Ali Parsa, sağlık hizmetlerinin herkese eşit seviyede sunulmasındaki yaşanan sorunların çözümünde, sağlık bakımı hakkındaki düşüncelerin değişmesinden geçtiğini savunuyor ve bu düşüncede yapay zekânın yeteneklerinden faydalandıklarını söylüyor.

Canlılar, var olduğu günden beri hayatta kalmanın yollarını aramakta. Çözüm olarak sunulan yöntemler hayatta kalmanın ötesinde hayatı kolaylaştırmaya da amaç edinmekte. Gelişmeler, ölümsüzlüğe doğru gidildiğini göstermekte. Ölümsüzlük bulunur mu bilinmez ama kişilerin ihmalkârlığı, tedbirsizliği, sorumsuzluğu yüzünden kimse ölmesin.

Beğendin mi? Buna benzer içerikler üretebilmem için beni Patreon üzerinden destekleyebilirsin.

Bir Cevap YazınCevabı iptal et

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Sosyohendis sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin

Exit mobile version